Evet doğru duydunuz, ben Paris'i sevmezdim fakat bu gezimiz bana farklı bir bakış açısı kattı.
Paris'in klişe turistik gezilerinden uzak hem kültürel bir gezi yaptık hem de kendi kendimize Paris sokaklarını keşfetme imkanı bulduk. Kütüphanelere zaten bir sonraki Fransızca olacak yazımda anlatacağım, o yüzden bu yazımda da boş zamanlarımda yaptığım en keyifli anlardan bahsedeceğim.
İlk geldiğimiz gün zaten öğlen olmuştu ve biz de otobüsle Türk bir rehber eşliğinde 3 saatlik bir Paris turu yaptık. Rehber bize hem magazinsel, hem de tarihi bir çok bilgi verdi. Ardından Eyfel manzaralı bir caddede durduk ve manzara eşliğinde krep yedikten sonra hostelimize gittik.
Generator Hostel her ne kadar merkeze uzak olsa da benden tam puan aldı. Zaten güvenliği ve temizliği bana yetiyordu fakat beklentimin daha ötesindeydi. Biz altı kişilik bir odada kaldık fakat ilgilenenler için aynı zamanda özel odaları da mevcut.
İkinci gittiğimiz Hippopotamus Restaurant Fransa'nın Nusret'i gibi geldi bana nedense. Yemekler çok güzeldi ve orada geçirdiğimiz yaklaşık üç saat boyunca o kadar çok güldük ki yediğimiz bütün hamburgerleri erittiğimize eminim.
Ve favori mahallem Marais. Aslında belki hiçbir şey bulamayabilirsiniz burada ama neye göre baktığınıza bağlı bence. Ben daha önce görmediğim değişik dükkanlar buldum ve bu da benim çok hoşuma gitti. Marais'den Louvre yakınlarındaki Café de Paris'de karnımızı doyurduk ve birkaç mağaza gezip son günümüzü de böyle tamamladık.
Benim için çok güzel geçen gezi için tekrar bütün öğretenlerime ve oda orkadaşlarım başta olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum. Paris benim için artık bambaşka.
Paris'in klişe turistik gezilerinden uzak hem kültürel bir gezi yaptık hem de kendi kendimize Paris sokaklarını keşfetme imkanı bulduk. Kütüphanelere zaten bir sonraki Fransızca olacak yazımda anlatacağım, o yüzden bu yazımda da boş zamanlarımda yaptığım en keyifli anlardan bahsedeceğim.
İlk geldiğimiz gün zaten öğlen olmuştu ve biz de otobüsle Türk bir rehber eşliğinde 3 saatlik bir Paris turu yaptık. Rehber bize hem magazinsel, hem de tarihi bir çok bilgi verdi. Ardından Eyfel manzaralı bir caddede durduk ve manzara eşliğinde krep yedikten sonra hostelimize gittik.
Generator Hostel her ne kadar merkeze uzak olsa da benden tam puan aldı. Zaten güvenliği ve temizliği bana yetiyordu fakat beklentimin daha ötesindeydi. Biz altı kişilik bir odada kaldık fakat ilgilenenler için aynı zamanda özel odaları da mevcut.
İkinci gittiğimiz Hippopotamus Restaurant Fransa'nın Nusret'i gibi geldi bana nedense. Yemekler çok güzeldi ve orada geçirdiğimiz yaklaşık üç saat boyunca o kadar çok güldük ki yediğimiz bütün hamburgerleri erittiğimize eminim.
Ve favori mahallem Marais. Aslında belki hiçbir şey bulamayabilirsiniz burada ama neye göre baktığınıza bağlı bence. Ben daha önce görmediğim değişik dükkanlar buldum ve bu da benim çok hoşuma gitti. Marais'den Louvre yakınlarındaki Café de Paris'de karnımızı doyurduk ve birkaç mağaza gezip son günümüzü de böyle tamamladık.
Benim için çok güzel geçen gezi için tekrar bütün öğretenlerime ve oda orkadaşlarım başta olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum. Paris benim için artık bambaşka.
Yorumlar
Yorum Gönder